23 Şubat 2013 Cumartesi

SEKİZ DAKİKADA SICAK SUFLE YAPIMI



Tarifi daha dün alındı bu gün uygulandı. 
Hastanemize ameliyat yapmaya gelen diş hekimi Selen Hanım' la dün tanıştım..
Konu konuyu açtı, ortak noktalarımız çıktı ortaya. 
Kendisi de benim gibi dikiş dikmeyi, kek, börek yapmayı seviyormuş.
Birden bir baktık ki birbirimize tarifler vermeye başlamışız.
İlk defa dominos pizzada yedim sıcak sufleyi ve çok beğendim.
Kısa sürede ve zahmetsiz yapılması da çok hoşuma gitti doğrusu.
Çünkü bazen insanın canı çok fena tatlı çekiyor ama yerimizden kalkıp da fırına bir şeyler atmaya üşeniyoruz.
Hadi attık diyelim ki  bir saat o pişene kadar bizim hevesimiz kaçıyor.

Bu sufle zaten çok az malzeme içeriyor tarifde bu da yetmezmiş gibi 8 dakika da pişiyor.
Tam işten gelmişseniz ya da akşama kadar ev işleriyle çok yorulmuşsanız üzerine bu sıcacık tatlı çok iyi gelecek.

İsterseniz hemen tarife geçelim...






MALZEMELER:

2 yumurta
100 gr bitter çikolata
2 çorba kaşığı şeker.
2 çorba kaşığı tereyağ
1 büyük kahve fincanı un
1 çay kaşığı kabartma tozu





HAZIRLANIŞI:

Mutfağa girer girmez fırınınızı 150 dereceye alıp ısıtmaya başlayın.
Tereyağı ve bitter çikolatayı bir tencereye alıp eritin.
 Başka bir kapta yumurtaları şekerle birlikte çırpın.
Üzerine kabartma tozu ve unu eleyerek ilave edin.
Sonra erimiş çikolata karışımı ile bu karışımı karıştırın.
Sufle kaplarına ya da benim gibi muffin kaplarına üzerlerinde 1 parmak boşluk kalacak şekilde 
karışımı dökün.
Isıttığımız fırında 8 dakika pişirin.
Fırından fırına değişiklik göstereceğinden dolayı kontrollü şekilde pişirin ve süreyi ayarlayın.
Muffinlerin üzerinde ince yumuşak bir kabuk oluşacak içi de tam pişmemiş, akışkan olacak.
Üstüne pudra şekeri serperek sıcak sıcak servis yapabilirsiniz.







Benim suflelerim aslında iyi kabarmışlardı ama fotoğraf çekilmeyi beklerken söndüler.
Ayrıca sufle kabıyla pişirerek de şık bir sunum elde edebilirsiniz. Sufle kabıyla pişirirseniz karşımı dökmeden önce kapları yağlamayı unutmayın.
















Herkese bol sufleli, akışkan bir hafta sonu diliyorum :)))

Hoşçakalın...

Sevim Turan Çolak


22 Şubat 2013 Cuma

BEYLERBEYİ SARAYI GEZİMİZ


İstanbul da gezilecek yerlerin  başında gelir  Beylerbeyi Sarayı.
Sultan Abdülaziz  tarafından, 1861 ve 1876 yılları arasında yazlık saray olarak kullanılmış.
İç yapısı, mimarisi, avizeler ve Abdulaziz e ait tablolarıyla Saray görülmeye değer.
Boğaz Köprüsüne yakınlığı ve konumu dolayısıyla da manzarası gerçekten mükemmel.

 Daha önce üç kez gittiğim, bu seferde babamla gittik.
Şehir dışından misafirimiz geldiyse ve zamanımız kısıtlıysa , evimize yakınlığı ve
küçük bir saray olması dolayısıyla kısa süre de gezdiğimiz için Beylerbeyi Sarayı na götürürüz.

Bu vesileyle ben de her sene gitmiş oluyorum Beylerbeyi Sarayı na..
Daha önceki Beylerbeyi gezimiz ve postu için buraya tıklayınız...




O gün hava biraz soğuktu. Saray boğazın kenarında olduğu için de bayağı bir rüzgar esiyordu.
Malum saraylar da ısıtma olayı olmadığı için biraz üşüdük. Ne kadar üşüsek de en iyi müze ve saray gezmeleri kışın yapılıyor.
 Yazın, sıcak havalarda daha bir boğucu oluyor kapalı mekanlar. 
Onun için tavsiyem kış bitmeden, kendinizi müze, saray, tiyatro veya sinemalara kendinizi bir an önce atmanız.
Havaların ısınmasını, güneşin açmasını hiç beklemeyin. 
Hemen yarın, hazır hafta sonu gelmişken hemen başlayın gezmeye.




Topkapı Saray ında olmayan çok güzel bir rehber hizmeti var Beylerbeyi ve Dolmabahçe Sarayı' nda.
Türkçe rehber eşliğinde tur gezisi saati gelene kadar biz de Saray ın görülmeye değer bahçesini, iskelesini 
gezdik. Ve fotoğraflar çektim.
Malum ,Saray içinde fotoğraf çekmek yasak olduğu için tüm çekimlerimi dışarıda yaptım :(

Haydi buyurun mini bir albüm gezisine :))
(İstanbul dışında yaşayanlar için Beylerbeyi' ni ziyaret etmiş kadar olur belki.)



















17 Şubat 2013 Pazar

BENİM ÇOK ŞIK BİR MASA ÖRTÜM OLDU :)


Geçen hafta sonu arkadaşım Seval in geldiğini ve bütün gün dikiş diktiğimize bu yayınımda değinmiştim.
Tasarlayıp diktiğimiz şeylerden biri de bu runner yani küçük masa örtüsü.
 Eskiden böyle , masanın tamamını kaplamayan, küçük dantel örtülere şömentable deniliyordu.
Gerçi o da yabancı bir kelime.
Ben ne kadar yabancı kelime kullanmak istemesem ve yalın bir Türkçe kullanma taraftarı olmak istesem de
karşıma sürekli yabancı kelimeler çıkıyor. Türkçemize öyle yerleşmişler ki bunlar, sanki Türkçe kelimeymiş gibi geliyor :( 
Anlamı ve telaffuzu çok güzel olan öz Türkçe kelimelerimiz varken, 
yabancı kelimeleri tercih etmemize çok üzülüyorum.
Hele de sokaklarda, caddelerdeki tabelalarda gördüğüm yabancı kelimeler,  yazım yanlışları
beni çileden çıkarıyor.
Bence bununla ilgili bir yasa çıkmalı artık.
Ben de bu konudaki isteklerimi gerekli yerlere mail atarak,  üzerime düşen sosyal sorumluluklarımı yerine getirdiğimi düşünüyorum. Herkes de üzerine düşeni yapmalı bence.


Evet, şimdi küçük masa örtümüzün nasıl yapıldığına gelelelim.
Aslında biz bu gördüğünüz turuncu kumaşdan kilooş bir etek diktik.
Onunla ilgili yayınımız ileri ki günlerde gelecek inşallah.
Kalan kumaşdan da  ya amerikan servis ya da küçük bir masa örtüsü olurdu.
Amerikan servisler yeterli sayıda çıkmayacağı için, biz de masa örtüsü yaptık.
Önce Seval, kalan parçamızı dikdörtgen şekilde kesti ve etrafını dikti.
Sonra alttaki fotoğraftaki 20 tane yuvarlak parçayı kesti.
Her 5 parça yuvarlakdan bir tane çiçek yapılıyor.
Yuvarlağın etrafını teğeller gibi dikti ve büzdürdü.
Birbirine ekleyerek bu işlemi 5 yuvarlağa uyguladı ve çiçek oluştu.
Ortasındaki birleşme yeri görünmesin diye de ortaya boncukları diktik.






Sonra da bu çiçekleri örtüye çatal iğneyle tutturdum.
Böylelikle örtümü çiçekleri çıkartıp, makinada rahatlıkla yıkayabilir
 ve istediğim zaman çiçeklerin yerini değiştirebilirim. 


İşte örtünün son hali...
Dekorasyonlar oluşturuldu ve kışın evimizin en güneşli olduğu sabah saatlerinde fotoğrafları çekildi.
Küçük masa örtümü nasıl buldunuz bakalım ?? 



























Sarf ettiği çabalardan, yardımlarından ve fedakarlığından dolayı canım arkadaşım Seval'e buradan çok ama çok teşekkür ediyorum...

Diğer tasarımlarımızın yayınlanacağı yazılarım için takipte kalın....

Hoşçakalın ... :)


11 Şubat 2013 Pazartesi

HAVUÇLU TARÇINLI VE DE CEVİZLİ KEK :))


 Uzun bir aradan sonra kek- börek tariflerine geri dönelim...
Geçen hafta Eskişehir den babam geldi ziyaretimize. 
O nunla ilgileneyim, gezelim , muhabbet edip vakit geçireyim derken bloga fazla zaman ayıramadım.
Ama bir sürü de fotoğraf çekildi tabii bu arada , malzemeler toplandı..
Boş durmadım yine de , tam gaz mesaiye devam!
 Onlarla ilgili postlar da yakında sırayla gelecek inşallah...

Hafta sonu yine üniversiteden arkadaşım Seval' im bize geldi.
Gelirken dikiş makinasını da getirmişti. Biz de sabahtan akşama kadar dikiş diktik.
Çok yorulduk ama neyse ki ben önceden bir şeyler hazırlamıştım.
Bunlardan biri de namı diğer ''Issız Adam Keki'' olan havuçlu- tarçınlı kekdi.
Issız Adam filmini izleyenler bilir. İzlemeyenler içinde tavsiyem, kekinizi yapın, filminizi indirin.
Kekinizi yerken filmi de aradan çıkarın.
Zaten kekiniz yanınızda olmasa da film de öyle bir anlatılıyor ki bu kek, kokusu burnunuza geliyor, 
canınız öyle bir çekiyor ki..
O yüzden bu filmi sinemada izlemek sakıncalı.
 Yanına  mısır patlağı yakışmayan tek film Issız Adam bence :)

Hadi geçelim tarife...

GEREKLİ MALZEMELER:

4 yumurta 
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvı yağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un
1 çimdik tuz
2 tatlı kaşığı tarçın
1 büyük havuç
1 su bardağı ceviz





HAZIRLANIŞI:

Karıştırma kabına yumurta ve şekeri alın.
Köpürene kadar karıştırın.
Sıvı yağı da ekleyin
Unu, kabartma tozunu ve vanilyayı da eleyerek kaba alın
(elemek kekin daha iyi kabarmasını sağlar).
Tuz ve tarçını da ekleyin.
Havucu rendeleyip ekleyin.
Cevizleri de iri parçallı olacak şekilde rabottan geçirin ve karışıma ekleyin.

İster büyük boy kare borcama, ister muffin kaplarına, ister benim gibi ortası delikli 
kek kalıbına dökün.

175 derecede , ortalama 50-55 dakika , batırdığımız kürdan temiz çıkana kadar pişirin.

Arzu ederseniz üzerine pudra şekeri de serpebilirsiniz...

Afiyet Olsun...


9 Şubat 2013 Cumartesi

KENDİNİZE BİR MUTFAK SEÇİN..


Rengarenk mutfaklara ne dersiniz. 
Mutfağınızı beğenmiyorsanız ve yenilemek istiyorsanız ,bu yazım sizlere faydalı olabilir.. 
Size bolca fotoğraf topladım :)  
Çok sevdiğim neon renklerle mutfaklar dizayn etmişler..
Kim hangi mutfağı istiyorsa söylesin :))
Hadi hep birlikte bakalım ... :)

























Ben sarı mutfakları seçtim ... Yerler de dama desenli karolarla döşeli..
İşte benim mutfağım o olsun..
Ben bu oyunu çok sevdim yaaa ..
Yine oynayalım, yine hayaller  kuralım :)))


                                    Kaynak : http://www.apartmenttherapy.com/

BUNLARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...