30 Eylül 2012 Pazar

SEPET AŞKI...


Herkese selamlar;
postuma benim için en anlamlı fotoğrafla başlayacağım..Sepetleri zaten çok severim bir de bunlardan biri bana ananemden yadigarsa işte o zaman daha da çok severim. Evet sağda gördüğünüz patates sepeti rahmetli   ananemin hatırası.Köyde ananemin tavukları vardı ve biz ablamla ilkokula gidiyorduk. Bu sepette yumurta sepetiydi. Ananeme her gittiğimizde biz hemen hemen her 2-3 saatte bir yumurta toplamak isterdik. Tavuklar  2 saatte bir yumurtlayacak sanarak :))
Ananem yaşlannıp artık tavuklarla uğraşmayı bırakınca bu sepeti bana hediye etti. Allah ondan razı olsun..Mekanı cennet olsun ...

Soğan sepetimi ise arkadaşımın annesi Giresun dan gönderdi..ona da buradan bir kez daha teşekkür ediyorum :)


                                                         Sepet saksılar İkea dan..







Dikiş kutum Tchibo dan....




Bu sepette yine Giresun dan hediye... ben içine misafir havlularımı koydum :))


Çekmeceli sepet Bauhause dan. Çekmecelerini temiz havlularım dolduruyor. 
Kirli çamaşır sepetim Koçtaş dan ...




İnsanda böyle sepet aşkı olur da deterjan kutusu normal bir şey olur mu.. Tabii ki o da bambudan yapılmış ve praktikerden alınmış :)) 

Sepetlere karşı zaafım var evet ama ahşap kutulara karşı da boş değilim (:
Fotoğrafta çıkmışken söyleyeyim o kutu taaa Urfa lar dan alındı. Görünce dayanamayıp hemen satın aldım ve içine makyaj malzemelerimi doldurdum :)
O ahşap kutulardan da bende daha çoook var :)))


                                         
                                              Sepet bir aşktır bende , hatta bir tutku.......

23 Eylül 2012 Pazar

İSTANBUL DAN YİNE MUHTEŞEM BİR MANZARA DAHA: ANADOLU KAVAĞI



herkese merhaba; 
karşınıza çok sıcak görüntüler getirdim. Daha dün gezildi ve bu fotoğraflar çekildi.
Aslında Anadolu Kavağı ve Arkamda gördüğünüz Yoros Kalesi ne ilk gidişim değil bu. Ama orayla ilgili blogda paylaştığım ilk görüntüler.
Anadolu Kavağı Rumeli Kavağı nın tam karşısında , boğazın karadeniz ile birleştiği noktadadır.Kalenin soluna geçtiğinizde muhteşem Boğaz manzarasını, sağ tarafına geçtiğiniz de ise Karadeniz manzarasını görebilirsiniz.   Yoros kalesi de Bizanslar dan kalma bir kaledir ancak daha sonra Cenevizlilerin eline geçmiştir. Bu nedenle bu kaleye Ceneviz Kalesi de denir. 
Biraz tarihi bilgiden sonra geçelim görüntülere:





Arkamda gördüğünüz eşsiz Karadeniz Manzarası...







                                                           Burası da Yoros Kafe...
           İstanbul un en yüksek tepesi olan Hz. Yuşa tepesi ne yakınlığından olsa gerek burada da çok yüksekten boğazı izleme fırsatı bulabilirsiniz.
         Ayrıca kafe dediğime bakmayın buranın restoran kısmı da var. Menüde balık ve ızgara çeşitleri var.
Size dip not olarak bir bilgi de vereyim , oraya kesinlikle spor veya düz bir ayakkabıyla gidin. Zira hem yüksek bir tepede dolaşıyorsunuz hem de Yoros Kafe ye gitmek için toprak ve eğimli bir yoldan geçiyorsunuz.
       


        Arkamda gördüğünüz orman sayesin de hava tertemiz. Burada insan huzur buluyor ...






         Düğünümüzde dış çekim yaptırmamıştık. Bu fotoğraflar da iyi oldu... :))





         Biz Anadolu Kavağı'na eşimin arkadaşı ve onun ablasıyla gittik. Sayelerinde güzel bir gündü gerçekten, onlara da buradan teşekkürlerimi sunuyorum..




        Malum o kadar gezdik yorulduk ve acıktık. Biz yemek için Anadolu Kavağı iskelesi yanındaki balık restoranlarını seçtik. Mevsim de palamut mevsimi hazır dedik. Güzel de yapmışlardı, onların ellerine sağlık, bizlere de afiyet olsun..
     Sağlıcakla kalın..


18 Eylül 2012 Salı

KARADENİZ DİYE YOLA ÇIKTIK, BAKIN ORTAYA NELER ÇIKTI (:



herkese selam...
bugün sizlere bu yaz kendi arabamızla yaptığımız karadeniz turu fotoğraflarıyla bir post hazırladım. Fotoğraf bulmak zor değildi ama 100 lerce fotoğraf arasından seçmek, onları picasa programında efektlemek zordu açıkçası. E e malum karadeniz turun  da gezilecek yer çok. Bir de biz iç anadoluda da bazı yerleri görüp geçelim dedik.Manzara da fotoğraf da çok oldu.. Şimdi gelelim bunları sizinle paylaşmaya ..


Annemizi, babamızı görmeden, köyümüze uğramadan geziye çıkılmaz dedik ve Eskişehir den başladık gezmeye. Şu üstte ve alt da gördüğünüz fotoğraflar Seyitgazi deki köyümüzde bulunan Firig lerden kaldığı sanılan tarihi bir hamamdır. Yukarıdaki fotoğrafta suyun çıktığı kaynağını ve orada yapılan havuzu görüyorsunuz.



Fotoğraftaki çocuklar benim canımdan çok sevdiğim yeğenlerim... :)))


Eskiden bu ocaklarda insanlar ateş yakar , su ısıtır ve bu hamamda çamaşır yıkarlardı..


Bu yıl karadeniz turu yapmadan önce eşimin memleketine yani Erzurum- İspir e de bir uğrayalım,dedik.Ben ilk defa gidecektim, eşimde yaklaşık 5 yıldır gitmiyordu. Çünkü Onun da ailesi İzmir de yaşıyor.
Erzurum a gitmeden önce Konya-Mevlana yı da ziyaret edelim dedik. Ziyaretimizi yaptık, etli ekmeğimizi yedik, konya şekerlerimizi de aldık tekrar çıktık yola.


 Aksaray dan geçerken orada üniversite okuyan kuzenimi aradım ve burada gezilecek yer ya da yapılacak bir etkinlik var mı diye sordum. Aslında karadeniz deki gezilecek yerler, yenilecek yemekler, yapılacaklar hakkında internetten araştırma yapmıştım.ama Konya, Niğde, Nevşehir ve Aksaray üzerinden gitmeye son anda karar verdiğimiz için  hazırlıksızdık. Neyse kuzenim Aksaray da mutlaka Ihlara vadisi ne gitmemiz gerektiğini söyledi.kışın 17.00 de yazın 19.00 da kapanıyormuş. Kapanmadan yetiştik. Gördüğüm en güzel hatta mükemmel doğa harikası yerlerden biriydi Ihlara Vadisi. Zaten bu gezimiz de çok etkilendiğim diğer bir yer de Erzurum- Rize yolu üzerindeki Ovit Dağı oldu. Ondan da ileriki fotolarda bahsedeceğim.




Arkada gördüğünüz vadi içinden akan Melendiz Çayı dır.Tüm vadi yaklaşık 3 km. uzunluğundadır. Vadi de 9 tane klise var. Benim en ilginç bulduğum da orada yapılmış kliseler oldu.Mağaraların içinde yapılmış ve de  süslemelerle donatmışlar. Biz vadiye inmek için nerdeyse 500 merdiven kullandık. O insanlar zamanında bunları nasıl yapmışlar ve ibadet için o kadar zahmetli yolu nasıl çekmişler.










E e e oraya gidilir de Meşhur Niğde Gazoz u içilmeden dönülür mü.O kadar merdiven çıktık hak ettik ama değil mi :))



Eveeet Niğde den sonra kendimizi Nevşehir- Kozaklı  daki kükürtlü su termal tesislerinde bulduk. Geceyi orada geçirip sabah yola çıkmaya karar verdik. Nasıl olsa bir yerde konaklayacaktık bari fay
dalı bir yerde kalalım dedik. 




 Öğleden sonra Erzurum daydık. İlk önce üstte gördüğünüz Yakutiye Medresesi, Çifte Minareli Camii, Abdurrahman Gazi Türbesi ( Peygamberimizin ashabından olduğu biliniyor), Aziziye Tabiaları, Nene Hatun Mezarı ziyaret edildi. Ve tabii ki Çağ Kebabı ve muhteşem sıcacık kadayıf dolması...O gün kapanış nefisti gerçekten...















Ertesi gün köye ulaştık. Köy gerçekten çok güzeldi. İlk defa Doğu Anadolu Bölgesi nde bir ile geldim ve fiziki haritada neden bu bölgenin kahverengi olduğunu şimdi  daha iyi anladım. Dağlar, dağlar, dağlar... Hayatımda hiç bu kadar dağı bir arada görmemiştim..


Doğa çok güzel, her yerden su kaynıyor. Sular buz gibi el değmiyor. Hava temiz, mis gibi çiçek kokuyor.





Doğa gezimiz malum uzun, susadık. Burada yanında su taşımaya gerek yok,kaynağından buz gibi su içilir..
ımmm tadı da süpermiş...




Fazla gezmemizden midir, temiz hava dan mıdır bilinmez orada insan çok yemek yiyor... Herşey de doğal bol bol yedik. 
Fotoğraftaki eşimin halası bize tandır ekmeği yapıyor. Ben de ilk defa yapılışını görüyorum ve ilk defa yiyorum..




Hala da çok tatlıydı, gözleri masmavi, yüzü gül gibi, güler yüzlü , sıcacık bir köy insanı...
Ona o kadar çok kanım ısındı ki oradan ayrılırken gözyaşlarımı tutamadım.



ve ilk ata binme maceram.. çok farklı bir duyguydu. Çünkü öyle düz alanda binmedim ata hep uçurumlar da dolaştırdılar beni... Zira bu bölge de düz alan bulmak yok denecek kadar az..










 Çoruh Nehri üzerindeki köprüdeyim..
















Çoruh ta rafting de yapmak vardı ama malum rafting mevsimi ilkbahardır.Biz de ancak Temmuz da gidebildiğimiz için bu planı biraz erteledik. Ama daha yakın bir zaman Çoruh da olmaz, Düzce de Melen Nehri nde olur o ayrı..



Çılgınca akan bu nehir beni de götürür mü acaba :))






Geldik gezimizin en güzel 2. yeri Ovit Dağı na. Temmuz ayındayız ve koca bir kar kütlesinin üzerinde kar yiyoruz. Hava buz gibi.. Sular buz gibi nefis bir atmosfer var..rakım 2.600 .





Bu resim Rize Sahil de çekildi..



Geldik çok övülen ama benim gezdikten sonra hayal kırıklığına uğradığım Maçka daki Sümela Manastırı na..
Yaklaşık 2 km yürüyerek o gördüğünüz dağın zirvesindeki manastıra ulaştık ve manastırın neredeyse tamamına yakının yıkılma tehlikesinden dolayı kapalı olduğunu öğrendik. Tam bir hayal kırıklığıydı. Gezdiğim bir iki kilise de beni hiç tatmin etmedi açıkçası.Halbuki ben 7 katlı 42 odalı bir manastır görmeyi hayal ediyordum :(



















Alttaki resim de Samsun Çarşamba da Yeşil Irmak ın kenarında çekildi..










Görmeyi çok istediğim ve gezerken de tüylerimi ürperten yerler gördüğüm Tarihi Sinop Ceza Evi... :((









Kapanışı çok güzel bir yerle yapalım dedik...
Safranbolu..
Tek kelimeyle harika bir yer..
Uzun ve bol fotoğraflı bir yazı oldu ama iyi oldu.. Karadeniz turunu kendisi yapmak isteyenlere ışık tutar inşallah... Karadeniz tam turu bununla değil tabii ki. Biz de zamanımız kısıtlı olduğu için her yere gidemedik. Bir daha ki sefere Yaylalar ,Uzungöl ve daha nice güzel yerler inşallah...
Hoşçakalın...

BUNLARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR !

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...